Dr. Şükrü Mehmet Sekban yakın tarihteki ilginç bir addır. Bu adı ananlar arasında Abdullah Öcalan’ın da bulunması ilginçliğini belirtmek için yeter.
Dr. Sekban kimdir? 1881 yılında Ergani’de doğuyor. Askeri tıp okulunda okuyarak hekim oluyor. Babası da bir Osmanlı subayıdır.
Dr. Sekban 1933 yılında Fransa’da Sorbon yayınları arasında yayımlanan “Kürt Sorunu” (“La Question Kurde- Des Problemes Des Minorites”) adlı kitabın yayımına değin, Kürt devleti kurmak amaçlı hemen tüm örgütlerin yönetiminde, giderek etkili bir söylevci olarak yer aldı, çalıştı. Kürt Terakki ve Teavün Cemiyeti, Kürt Talebe Hevi Cemiyeti, Kürdistan Teali Cemiyeti, Kürt Teşkilatı İçtimaiye, Hoybun Kongresi…
“Kürtler Turanidir”, “Kürt topraklarının medler tarafından istila edilişi”, “Kürtlerin ana vatanları Orta Asyadır”, “Kürt ile Türkmen ayredilemez”, “Yavuz Sultan Selim zamanında Kürkler”, “Simko hareketi milli değildi”, “Türkiye’den ayrı bir Kürdistan yaşayamazdı”, “Kürt Teali Camiyenin istekleri”, “Kürt dili yeterli değildir”, “Kürtçe bir Hint – Avrupa dili midir?”, “İdris’i Bitlisi, Selahaddin Eyyübi, Kürt Teali Cemiyeti, Dış Kürtler Meselesi…” gibi başlık ve görüşlerin, sorunların yer aldığı “Kürt Sorunu” adlı yapıt anlaşıldığı üzere, önceki onyıllardaki adeta militanca çalışmaları ve görüşlerine taban tabana zıttır. Bu kitaptaki görüşlerini dönemin Encyclopedia Britannica Kürtler maddesine kadar dayandırır.
Bu keskin dönüşümü Kürtçü yazarlar “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürtlere ılımlı yaklaşımını sağlamak” amaçlı diye yorumlarlar. Diğer deyişle bu kitaptaki görüşler “içtenlikli değildir,” dolayısıyla gerçek de değildir. Musa Anter de bu görüştedir, giderek Sekna’ın kendisine böyle söylediğini yazar.
Oysa basit bir mantık yürütmek bile gerçeğin bu olamayacağını, böyle bir içtenliksiz, taktik amaçla sözkonusu kitabın yazılamayacağını ortaya koyar.
Sekban gibi onyıllarca en militan konumlarda yer alan bir kişilik, manevra amaçlı yazdığını, izleyen yıllarda hiç mi yazma, belirtme olanağı bulamaz? Neden Musa Anter’e “söylemekle” yetinsin?
“Kürt Sorunu”nun içeriğinde yer yer abartılı da olsa genel de bilimsel bir kaygı egemendir. Karşı olan bu görüşleri çürütmeye çalışır. Ne ki böyle bir girişim gözlenmiyor.
Yineleyelim ki “Kürt Sorunu” çok ilginç ve okunası bir yapıt.
“Kürt Sorunu”, Dr. Şükrü Mehmet Sekban, Kum Saati Yayınevi, 2006
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.