Günay Güner
İLHAN BERK VE “ŞİFALI OTLAR KİTABI”
Şiirimizin “uzun bir adam”ıdır İlhan Berk. Uzun Mehmet gibi kara elmasın ardında değilse de, has şiirin ardındadır. O’nun sevdiği deyişle söylersek: “olmayan şiiri arıyor”.
İlhan Berk de memuriyetten gelir, Fransızca mütercimliğinden emeklidir. Halikarnas Balıkçısı gibi, O da Bodrum’u yurt edinir.
İnsancı özü, her sözcüğünde duyumsanan insan sevgisi ile “kanatlı sözler”in atası Homeros’tan el alır. Tepeden tırnağa sevgi insanıdır: “Ben severek büyüyen bir adamım. Gerçekten çok severim. (…) Ben aşka da ölüme gider gibi gidiyorum. Beni durduramayan şeylerden bir tanesi. Beni onlar büyüttü…” der bir yerde. (Andaç, 2002:11) Hani yazar ya, “Homeros Yazıcıları ve Köleler” şiirinde “Ne biçim adammış şu Homeros, / Yaşamış mı yaşamamış mı kimse bilmiyor” diye ve ardından Homeros için, Prokles, Heredotos, mabeyinci Pavlos, Demokritos, Ephessoslu Zenedotos üzerinden şiirle arkaik bir kazıya girişir.
Şiirde, o bildik durumuyla anlamın olamayacağını, şiirde ancak yapının kendi içinde ve o anki biçime özgü anlamdan söz edilebileceği bilgisini şiir tadındaki düzyazılarında sabırla iletmiş, şiirleriyle de somutlaştırmıştır. “Şiirden ille de bir şey anlamanız gerekmez. Sezdiklerimiz, bize duyurdukları yetmeli.” der.
İlhan Berk’in şiiri kadar, şiir üzerine yazıları ve günceler de önemlidir. Bu yazılara öyle tümceler siner ki, şiir hazzı verir bir yanıyla.
Usta şair dünya edebiyatı ve kültürüne ilişkin birikimini Türk ulusunun kültürel kökleriyle birleştirmeyi bilmiştir. Bu yüzden olacak, dünya kültürünün etkileri bir yama gibi durmaz Berk’in yapıtlarında. O denli doğal ve içtendir yaklaşımı.
Mekânların ve nesneleri kişileştirmesiyle, bunların şiirini yazmasıyla özel bir yer ediniyor Türk şiirinde İlhan Berk. O nesnelerde, nesneler de onun dilinde yaşam buluyor. Hiçbir şiirde ve şairde olmayan bir yapı kazanır nesneler Berk’in kaleminde. Ve bunlara kıyıda kalmış insanlar da eklenir. “İnferno sümüklüböcekler, karafatmalar, garip kuşlar, böcekler, otlar, yılanlarla doludur. (…)Türk şiirinin dünyada nesneleri yalnız bırakmasının üstüne yoktur. (…)Nesneler bizim asıl dünyamızdır. Ben ‘sessiz dünyayı’ o yıkık, kimsesiz, adsız sansız dünyayı, dünya diye kabul eden biriyim. (Irgat, 1995:94-95)
Nesneleri birer canlı olarak algılar neredeyse. Hatta onları bireyleştirir. Birey olduklarını söyler. Nesnelere acı duymak, acıyı biriktirmek, uzakta olmak, kıyıya çekilmek gibi canlı işlevler yükler sessiz dünyalarında: “Nesnelerin ‘uzaktakiler’ olmaları doğaları gereğidir. Bu yüzden bir kıyıya çekilerek yaşarlar. Hem kendilerini öne sürmekten çekinirler. Nesnelerin yerlerinden kımıldamamak istemelerini böyle de düşünmeli, yalnız bilinmeyi, görülmeyi isterler çünkü.” (…)”Nesneler gene yapıları, doğası gereği acıyı (evet acıyı), baskıyı, kışkırtıcılığı, korkuyu daha nice şeyi kuşanırlar.” (Berk, 1994) Buna duyarlılığın üst bir düzeye ulaşması, evreni bir bütün olarak algılaması olarak bakmalı.
Şifalı Otlar Kitabı
Gelenek İlhan Berk’in şiirinde, özellikle de ilk kitaplarında önemli yer tutar. Kimi kaynaklarda da belirtildiği üzere Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953), Köroğlu (1955) gibi eserlerinde deyim ve atasözleri benzeri öğeleri yoğun olarak kullanır. Aşıkane’de (1968) ise Divan şiiri nazım biçimlerini işler. Ayrıca geleneksel şiiri bugüne duyuran antolojilere de imza atar.
Şiirine benzer şekilde, farklı dönemlerde gelenekle ilgili yaklaşımı da değişir. Buna ilişkin şiir düşüncesinden bir bölüm şöyledir: “Her ozan gibi ben de işin başında kendi kazacağım yolu düşündüm. Bunun için de benden önceki yolları inceledim, taşları, kumu, çakılı nasıl karacağımı, onları nasıl dökeceğimi araştırdım. Böylece o bildiğiniz yolu döktüm. Şiir öğretilmez, öğrenilmez: Bulunur.” Bir başka yerde ise: “Bazı şiirlerde bir ulusun bütün bir düşün tarihini bulabiliriz. / Şiirde gelenek dediğimiz böyle bir şeydir” sözleriyle şiirde geleneğin önemine vurgu yapar. (Akkanat, 2001)
İlhan Berk edebiyatının anlatılan özelliklerini en somut bir durumda bulduğumuz kitaplarından biri de kuşku yok ki, “Şifalı Otlar Kitabı”dır. Edebiyatımızda doğayla ilgili eser çoktur, ama doğrudan bitkilerin dünyasını tema olarak seçip, işleyenler pek azdır. Berk’in bu kitabı da, diğer eserleriyle birlikte, kalıcı bir yer edinmiştir.
Bir deneme kitabı olarak şiirsel tatlar içeren “Şifalı Otlar Kitabı”nın, ilk bölümünde, seçilen şifalı otlar her yönüyle, tarihsel, mitolojik, etimolojik, folklorik, arkaik kaynaklara sık sık başvurularak, özgün bir dille anlatılır. Hangi bitkiler mi? Acıot, adaçayı, adamotu, adasoğanı, anason, arapsaçı, ayçiçeği, ayva, bıyıkotu, boruçiçeği, böğürtlen, defne, dereotu, domates, ebegümeci, elma, enginar, fesleğen, gül, hatmi, havuç, hıyar, hindiba, ıhlamur, ıspanak, iğde, incir, kabak, kantaron, karpuz, kekik, kereviz, kiraz, kuzukulağı, lahana, lavanta çiçeği, marul, maydanoz, mercanköşk, mısır püskülü, nane, nar, papatya, pelin, sarımsak, semizotu, soğan, üzüm, zakkum. İlhan Berk’in bu kitabı içten ve sohbetsi söyleyişiyle de kendine hastır. Örneğin fesleğeni: “’Dokunma bana, dermiş mimoza, küserim!’ Dokunulan yapraklarında hemen özsuyu çekilir, büzülür kalırmış. Bu böyledir; ama, fesleğenin, mimozanın tam tersi olduğunu da biliyor muydunuz? ‘Bana dokunun’ der sanki fesleğen. Akdenizliler, Egeliler fesleğenin bu huyunu bildikleri için de, onu hiç yanlarından ayırmazlar. Nerde görseler ellerini üzerinden gezdirmekten kendilerini alamazlar. Böylece de onun mis gibi kokusuyla içlerini doldururlar.”diye anlatır. (Berk, 2004: 42)
Kitabın Okuma Parçaları diye oluşturduğu ikinci bölümüne az önce sözü edilen tarihsel kaynakların önemlice olanlarından metinler koymuştur ki, bunlar: İmam-ı Gazali’nin “Varlıkların Yaratılış Hikmetleri”, İlhan Yardımcı’nın “Şifalı Bitkiler ve Halk İlaçları”, H. M. Osman Efendi’nin “Gayet’ül Beyan”, Tarım Bakanlığı’nın “Tıpta Kullanılan Bitkiler”, A. Süheyl Ünver’in “Fatih Devri Yemekleri”, Tarsuslu Talip Osman Hayri Mürşit Efendi’nin “Sıhhat Hazinesi” adlı eserleridir. Ayrıca kitabın sonuna “Hangi Bitkiler Hangi Hastalıklar İçindir, Onu Bildirir”, “Hangi Hastalıklar Hangi Bitkiler İçindir, Onu Bildirir”, “Bügünkü Tıpta Her Derde Deva Bitkiler Üstünedir”, “Kuvvet Macunları”, “Baharat ve Çeşitli Otların Besleyici Nitelikleri” başlıklı bölümler eklenerek içerik değerli bilgilerle zenginleştirilmiştir.
Adeta Lokman Hekim diliyle yazılan “Şifalı Otlar Kitabı”nın başında, “Otların, Hayvanların Padişahı Lokman Hekim Üstünedir” diye bir giriş vardır ki, burada Lokman Hekim şöyle anlatılır:
“Lokman bir suretinde orta boylu, geniş omuzlu, kalın kaşlı, top sakallı.
Bir kaplana binmiş kim bilir nereye gidiyor (kucağında bir kobra yılanı).
Uzun sarığının bir ucu sarkmış uzaklara bakıyor.
Bir ata biner gibi binmiş kaplana. Yorgun, telaşlı, dalgın.
Uzun kaftanı ayaklarına değin uzanmış, orda kalmış.
Yedi kartalının yedisi de ardı sıra geliyor.
(Demek daha ölüm sözlüğüne girmemiş).
Yılanı deliğinden çıkaracak denli güzel huyu güzel yüzüne vurmuş.
O geçiyor diye çok sevdiği manisalaleleri, fesleğenler, zambaklar, tek sıra olmuşlar önünü açmışlar.
Bir kaplumbağa, bir kertenkele, bir sukaragözü başını çıkarmış bakıyor.
Hepsi birden: ‘Yolun açık olsun!’ diyorlar.”
İlhan Berk bu yoldaki ilk denemesi olan “Şifalı Otlar Kitabı”nın “Bitirme” başlığı altında kendinden de söz eder ve: “Bu satırların bu kırgın kulu ki ne hekim, ne bir bitkibilimci, ne de bir Lokman Hekim olduğundan ve de yalnız, yalnız otları sevdiğimden, onları tanıtmayı, sevdirmeyi görev bilmiştir. Bitkilerin şifaları konusuna geldiğinde de, nice eski-yeni kitaplar karıştırıp onlara yaslanıp güvenip öyle tamamlamıştır.” diye yazar. Elyazmalarının alçakgönüllü ve bilge sesi duyuluyor Berk’in bu satırlarında…
İlhan Berk şiirimizdeki benzersiz duruşuyla, bozma ve yeniden kurma eylemiyle, ortaya koyduğu üstün üslupla çağdaşlarını ve ardından gelen şairleri olağanüstü etkilemiştir.
Kaynaklar
Akkanat, Cevat 2001 “İlhan Berk’in Gelenek Karşısındaki Tutumu”, Dergâh, S.132, Kendi Seçtikleriyle İlhan Berk Kitabı içinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. 2004
Andaç, Feridun 2002 “Şiir Yaşadığımın Anlamıdır” (İlhan Berk’le Söyleşi), Cumhuriyet Kitap, 24 Ekim.
Berk, İlhan 1994 İnferno, YKY Yay.
1997 Seçme Şiirler, Adam Yay.
2004 Şifalı Otlar Kitabı, YKY
Irgat, Mustafa 1995 “İlhan Berk’e İki Yeni Kitabı Dolayısıyla Kimi Sorular”, Kitap-lık derg, S.14,
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.