VİYOLONİST OKTAY DALAYSEL PAGANİNİ’Yİ ANLATIYOR
Daver Darende
Babası gibi ünlü bir viyolonist olan Igor Oistrakh kendisiyle yapılan bir söyleşide keman çalanlar için şöyle demişti:
“Keman, insan bedenine aykırı bir çalgı olduğu için bu çalgıyı çalacak kişi, küçük yaşta onunla birlikte büyümelidir.”
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın emekli (Konzertmeister) başkemancısı dostum Oktay Dalaysel ile dünyaca ünlü Rus kemancı, baba David Oistrakh’ın 28 Nisan 1957’de, Ankara Devlet Operası Salonu’ndaki görkemli resitalini hayranlık duyarak dinlediğimizi sık sık birbirimize anlatırız. O yıllarda Ankara’da konser salonu bulunmadığı için dünyanın ünlü sanatçıları Opera binasının sahnesinde konser verirlerdi. 1957 yılında David Oistrakh’tan sonra onun gibi dünya çapında bir başka kemancı, Ruggiero Ricci Ankara’ya geldi. Ricci’yi de aynı sahnede hayranlık duyarak alkışladık.
Tüm yaşamını kemana ve klasik batı müziğine adayan Oktay Dalaysel, kırk yıl süren Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’ndaki başarısıyla sanatseverlerin gönlünde derin izler bırakmış bir sanatçımızdır. Başarıdan başarıya koşan, sanatçının elinden bırakmadığı kemanı ona kalbinin atışı kadar yakındır.
Oktay Dalaysel, 10 Mayıs 2017 günü Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi’nin davetlisi olarak dünyaca ünlü İtalyan Kemancı, Besteci Paganini (1782 Cenova-1840 Nice) hakkında ilgi ile izlenen bir konferans verdi.
22 Ekim 1782 yılında Cenova’da doğan Paganini’nin 4 yaşında babasından ilk keman dersini aldığını söyleyen Dalaysel çeşitli yabancı kaynaklardan derlediği bilgilere dayanarak ünlü sanatçının kişiliğini şöyle tanımladı:
“Paganini’yi görenler onun aşırı uzun parmaklarını örümceğin ayaklarına benzetirlerdi. Uzun parmakları ve kendine özgü olağanüstü tekniği ile dinleyicileri büyüleyen Paganini’ye ‘şeytan kemancı’ adı yakıştırılmıştı. Olağanüstü yeteneği nedeniyle şeytanla işbirliği yaptığı söylenen Paganini Mephistopheles[1] olarak anılırdı.
Dünyaca ünlü müzik eleştirmenleri Paganini için ‘Onda Tanrısal bir güç var’ ifadesini kullanmışlardır. Keman çalarken inanılması güç doğaçlamalar yapar, konser sırasında kemanının kopan tellerini önemsemez, büyüleyici tekniği ile dinleyicileri kendisine hayran bırakırdı. Paganini yastık ve çenelik kullanmayan döneminin tek keman virtüözüdür. Keman çalma tekniğinde devrim yaratmakla da ünlenmiştir. Bazı müzisyenler Paganini’nin yapıtlarını ‘cambazlık’ olarak nitelemişlerdir. Oysa onun yapıtları duygu yüklü ve romantiktir.
Paris, Londra ve Viyana’da büyük başarı kazanan Paganini’nin tek keman için 24 kapriçiyosu (cappricio), keman ve gitar için sonatları, 4 konçertosu, ‘Musa’ çeşitlemeleri ve La Campanella’sı ünlüdür.”
“1840 yılında yaşama veda ettikten sonra, şeytani bir güce sahip olabileceği düşüncesiyle Katolik Kilisesi tarafından kendisine dinsel tören yapılmadı, ailesinin ısrarına rağmen kilisenin bahçesine gömülmesine de izin verilmedi. Ayrı bir yere tören yapılmadan defnedildi.”
Bu olaydan 26 yıl sonra Katolik Kilisesi Paganini’nin kilise bahçesine gömülmesine izin verdi.
Paganini’nin anıt mezarı İtalya’nın Parma kentindedir.
Paganini, çağının bu büyük dehası, “Mefistosu” günümüzde de müzikseverlerin gönlündedir.
[1] Mephistopheles Goethe’nin Faust adlı eserindeki şeytandır.
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.