Dil dünyadır, yaklaşım biçimi, yaşam biçimidir.
Dil düşüncenin yurdudur.
Dil bellektir, bilinçtir.
Dil bilgidir.
Dil devinimdir, sürekliliktir.
Dil çağrışımdır; suya düşen taşın halkalarıdır.
Dünyanın en varsıl, en işlek dillerinden Türkçe Osmanlının baskısı altında yaklaşık altı yüzyıl yazı alanından dışlandı, Türkle birlikte Türkün dili de aşağılandı.
Bu yüzden Yunus Emre’nin, Pir Sultan Abdal’ın, Karacaoğlan’ın…güzelim şiirlerini okur okumaz anlarız da Divan Edebiyatı ürünlerini anlayamayız.
Halk anadili Türkçeyi sözlü kültüründe, türkülerde, desdtanlarda, şiirlerde, manilerde, halk öykülerinde yaşattı; bugüne ulaştırdı.
Türk ulusunun yüzyıllar süren Türkçe özlemini sona erdiren, ulusu anadiliyle, onun güzelliğiyle yazılı alanda, özgürce buluşturan ise Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz önderliğindeki Türk Devrimidir, cumhuriyetimizdir.
Dil Devrimini yapan Türk Devrimi yönetimi, 1 Kasım 1928’de Harf Devrimiyle, ardından 12 Temmuz 1932’de Türk Dil Kurumu’nun kurulmasıyla yapılması en zor devrimi başarmıştır.
Dil Devriminin en güç devrimlerden biri olduğu gerçeğini birçok tarihçi ve siyasetbilimci yapıtlarında belirtirler.
Dil Devrimi ulusu yaratan başat etken olmuş ve kısa sürede sonuçları yaşanmaya başlanmıştır.
Cumhuriyet’in kuruluşunda %7 olan okur oranı (%4 azınlıklardan, yaklaşık binde 3 kadınlardan oluşur ve mübadeleyle %4’ü oluşturan azınlıklar sözkonusu toplamdan çıkar) aşama aşama hızla yükselir. Çünkü hem ulus devrimi benimsemiş ve gönlünde duymuştur, hem de yeni abece kolay öğrenilir yapıdadır.
Her yaştan yurttaş hızla, giderek kendiliğinden okuma öğrenmiştir.
Bilgiyle ulus arasındaki duvar yıkılmış, ulus bilgiye ulaşabilmiştir.
Aydınla ulus arasındaki dil engeli ortadan kalkmıştır (Osmanlıca – Türkçe karşıtlığının topluma yansıması.)
Latin abecesi batının eleştirel dünyasına kapıları açmıştır.
Arap abecesinin halkta yaydığı kutsallık algısı ortadan kalktığından, dincilerin sömürü araçlarından en önemlisi ellerinden alınmıştır.
Kısa süre içinde Türk yazınında büyük başarılar elde edilmiş, yazın akımları oluşmuştur.
Yazın dergileri başta olmak üzere birçok alanla ilgili dergiler yayımlanmış, ilgiyle izlenmiş, geliştirilmiştir.
Bugün Türkçe yetkin bilim , düşün ve yazın dilidir. Türkçeyle felsefe, bilimsel yenilikler yapılmakta, dünya ölçeğinde yazın yapıtları yazılmaktadır.
Bu başarı, Dil Devrimi ve devrime ulaştıran yüzyıllar kaplayan süreç kolay olmamış, birçok engeller aşılarak yaşanmıştır.
Günümüzde gericiliğin, faşist darbe, sivil darbe koşularının Türkçeye aralıksız saldırılarının sonuçları sürmektedir. Ulusumuz bu etkilerden arınabilmiş değildir.
Yazım kılavuzlarından, sözlüklere değin kargaşa tasarlanarak oluşturulmuştur.
Her düzeyde okular, resmi kurumlar, giderek bazı “sivil” kurumlar bozulmuş yazım kılavuzunu ve sözlüğü temel almaktadır.
Atatürk’ün Türk Dil Kurumu’nun kaynakları, yayınları, kuralları, Yazım Kılavuzu ve Türkçe Sözlük’ü dışlanmak, gizlenmek isteniyor.
Bu çaba Türkçeye en büyük kötülüğe, karman çorman bir dil, yazım ortamının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
En kısa sürede bilimsel düzlemde Türkçe yazım kılavuzu ve Türkçe Sözlük bilgi şöleni yapılmalıdır.
Türkçe siyasilerin sömürü alanından kurtarılmalıdır.
Her engele karşın dil, Türkçe yürüyor.
Hiç bir güç önünde duramıyor.
Dil Bayramımız kutlu olsun!
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.