TÜRKİYE’YE ÂŞIK, YENİLİKÇİ, ŞAİR RUHLU BİR MİMAR:
BRUNO TAUT
Daver Darende
Değerli Araştırmacı-Yazar, sorumlu aydın Ümit Sarıaslan’ın büyük bir özen ve özveriyle hazırladığı “Aramızdan Ayrılışının 80. Yılında, BRUNO TAUT” adlı çalışması benim elimden bırakamadığım yapıtlardan biri oldu.
Bruno Taut kimdir?
Bruno Taut barış ve demokrasi yanlısı, bir evrensel dünya yurttaşıdır. Yenilikçidir, şair ruhlu bir mimardır. 4 Mayıs 1880’de Königsberg’de doğan Taut 24 Aralık 1938’de İstanbul’da yaşama veda etmiştir.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’da gerçekleştirdiği toplu konut yerleşmeleriyle ünlenen Bruno Taut mimar ve kent tasarımcısı olarak önemli projelere imza atmış, mimarlığın yanı sıra film senaryoları yazmış, sahne düzenlemeleri de yapmıştır. 1920 yılında “Kentlerin Çöküşü” adlı yapıtıyla çağdaş mimarlık ilkelerini savunan Bruna Taut uzun süren yurtdışı gezilerinden sonra 1933 yılı başlarında Berlin’e dönmüş, ancak Almanya’da Nasyonal Sosyalistlerin iktidarı ele geçirmeleri üzerine aynı yıl İsviçre’ye kaçmış, daha sonra Japonya’ya gitmiştir. 1936 yılına kadar bu ülkede kalan ve Japon kültürüyle yakından ilgilenen Taut, 1936 yılında “Japon Mimarlığının Temel İlkeleri” adlı kitabıyla da ünlenmiştir. Bruno Taut, Atatürk’ün aramızdan ayrılması nedeniyle O’nun katafalkını hazırlayan mimar olarak da tanınıyor.
Bruno Taut, mimar, kent bilimci Martin Wagner’in önerisi ve dönemin Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Genel Müdürü Cevad Dursunoğlu’nun desteğiyle Nazi faşizminden kaçarak 10 Kasım 1936’da İstanbul’a gelmiş, 17 Kasım’da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Direktörü Burhan Toprak ile sözleşme imzalayarak Akademi de mimarlık bölümü şefi ve profesör olarak önemli görevler üstlenmiştir.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (1936-1938), Atatürk Lisesi (Asım Kömürcüoğlu ile birlikte) (1937-38), Cebeci Ortaokulu (Hillinger ile birlikte, 1938), İzmir Kız Enstitüsü (1938), Trabzon Erkek Lisesi (1938) gibi eğitim yapılarının gerçekleşmesinde Taut’un büyük payı vardır.
Çağdaş nice düşünür, yazar, müzisyen, bilim adamı gibi Nazi faşizminden kaçıp ülkemize sığınan Bruno Taut’un en görkemli eseri Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’dir. Bu fakülte Bruno Taut’un adıyla özdeşleşmiş bir büyük mimari yapıttır. Cumhuriyet’in kültür akımının simgesi olan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi için tarihçi Prof.İlber Ortaylı’nın unutulmaz sözleri şöyledir:
“Bozkır ortasında bir uygarlık tapınağı”
“Bruno Taut” kitabının yazarı Ümit Sarıaslan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ni “Ankara Kalesi gibi, Başkent’in kimlik ve kişiliğine karışmış bir kentsel kültürel simge…” sözleriyle tanımladıktan sonra şunları yazıyor:
“Türkiye’yi kendi yurdu bilip sayacak, mezarını da bu topraklara koymamızı vasiyet edecek engin gönüllü güzel insan. Mimarlık tarihi ve felsefesine adını yazdırmış seçkin sanatçı. Yenilikçi, yaratıcı bir mimar olarak bıraktığı miras bunun kanıtıdır.”
Yazar Ümit Sarıaslan, 2004 yılında yayımladığı “Cumhuriyet’in Mimarları” adlı kitabından sonra “Bruno Taut” çalışması ile yayın yaşamımıza olan katkısı takdir ile karşılanmalıdır. Sarıaslan’ın özenle hazırladığı bu çalışmasının ilgi ile okunacağını düşünüyorum.
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.