VARŞOVA GETTOSU
Daver Darende
1 Eylül 1939 günü sabahın erken saatlerinde Alman savaş gemisi Schleswig Holstein’in Polonya’nın Waterplatte sınır kapısını toplarıyla dövmesinin ardından Alman savaş uçakları Polonya kentlerini ve başkent Varşova’yı ağır bir şekilde bombaladı. Hitler’in emriyle İkinci Dünya Savaşı işte böyle başladı.
Polonya’nın her kenti gibi Varşova’nın da kendine özgü tarihsel dokusu vardı. Kentin altın çağını simgeleyen bu doku ne acıdır ki 1 Eylül 1939 günü Nazi Almanya’sının savaş uçakları tarafından acımasızca bombalanarak harabeye dönüştürüldü.
Çocukluk yıllarımda İkinci Dünya Savaşı’nın korkutucu dönemini Üsküp’te yaşadıktan sonra bu savaşa ilişkin her kitap, izlediğim her film ilgimi çekti, çekmeye de devam ediyor.
Vermont Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi profesörlerinden Raul Hilberg, Stanislaw Staron ve Josej Kermisz tarafından hazırlanan “Adam Czerniakow’un Varşova Güncesi” (The Warsaw Diary of Adam Czerniakow) adlı çalışma uzun süredir elimden bırakamadığım yapıtlar arasında yer alıyor. Adam Czerniakow’un güncesi Varşova Gettosu ve Yahudi soykırımı hakkında yazılmış en kapsamlı kitaplardan biridir.
Yahudi olan Adam Czerniakow, 1940-1942 döneminde Nazi işgalindeki Varşova’da Yahudi Konseyi Başkanı olarak Varşova Gettosu’ndaki Yahudilerin ağır yaşam koşullarını kolaylaştırmak için sorumluluk üstlenmiştir. Ancak Gestapo’nun ve SS’lerin Yahudilere yönelik insanlık dışı muamelesi nedeniyle çok zor bir durumla karşı karşıya kalmış, acı anılarla dolu 1940-1942 Varşova Gettosu dönemini bin sayfadan oluşan güncesinde anlatarak tarihe not düşmüştür.
Czerniakow’un güncesinde en çarpıcı bulduğum 28 Eylül 1939 tarihini taşıyan sözleri şöyledir:
“Halk açlığını gidermek için sokaklarda ölü atların etlerini kapışmakla yarışıyordu.”
Adam Czerniakow 23 Temmuz 1942 tarihli güncesinde de şunları yazmış:
“Saat öğleden sonra 3. İhtiyar, genç, kadın, çocuk 4000 Yahudinin Polonya’daki Treblinka ölüm kampına götürüldüklerini öğrendim.”
Czerniakow, aynı gün, 23 Temmuz 1942’de cebinde taşıdığı potasyum siyanür tabletlerini yutarak yaşamına son verir.
Varşova Gettosu’nda çıkan ayaklanma Naziler tarafından acımasızca bastırılır, 7000 Yahudi ayaklanmada yaşamını yitirir.
Yarım milyondan fazla Yahudinin Treblinka’daki ölüm kampına gönderilmesi, 43 binden fazla insanın açlık ve hastalıktan yaşamlarını yitirmesi, hayatta kalanlardan bir bölümünün ise Maydanek’teki ölüm kamplarına taşınması İkinci Dünya Savaşı’nın acı gerçekleridir.
1982-1985 yıllarında Varşova Büyükelçiliğimizde Büyükelçilik Müsteşarı olarak görev yaparken oturduğumuz ev Varşova’nın merkezinde, Kültür Sarayı’nın karşısında şehrin en büyük bulvarlarından birisi olan Swientokrzska Caddesindeydi. Bu cadde Varşova Gettosu’na yürüme mesafesindedir. İkinci Dünya Savaşı sırasında bombardımandan yıkılmış olan Sinagog’da yeni görünümüyle evimizin yakınındaydı.
Varşova Gettosu’nu dolaşırken, Czerniakow’un güncesini okurken çocukluğumun acılı yıllarını yeniden yaşar gibi oldum.
Hitler Almanyası dönemi insanlık tarihinin en acımasız ve en büyük felaketlerinden biridir. Dünya Hitler’in çılgınlığını hiçbir zaman unutmadı. Bu acılarla dolu dönemde Polonya en çok zarar gören ülkelerin başında yer aldı. Faşizm denilen çağdışı sistem özgür insanı köleleştirirken insanlık değerlerini de yok etti.
“Varşova Gettosu” başlıklı yazımı bilge ozan Ceyhun Atuf Kansu’nun “Bir Direnmedir Polonya” başlıklı dizeleriyle noktalıyorum.
Tarih boyunca dış güçlere karşı kahramanca direnen Polonya için şöyle haykırmış lirizmin ozanı:
“Polonya düşer, dayanır Varşova sokakları
Varşova düşer, dayanır şarkılar
Doğudan gelir geçer atlılar kılıçlar
Batıdan gelir geçer atlılar kılıçlar
Dayanır bir yerde ağız mızıkasıyla çocuklar
Tahta atları gül çitleri ardında
Kapı önlerinde kalır söğüt dalı kılıçlar
Bir direnmedir ölüm,
Dağbaşı yellerinden çocukların estirdiği”
Tarihinde birkaç kez işgal yaşamış Polonya için Ceyhun Atuf Kansu şunları yazar:
“Kılıçtan geçirilmiş genç köylülerin
Kanıdır öyle akar Vistül
Yüzyıllar boyu at nallarıyla
Ezilmiş diri buğdayların
Yeşil kanıdır öyle akar Vistül
Bitmez tükenmez özgürlük özlemidir
İner gelir Polonya dağlarından
Yeniden dirilmeye insanı ve buğdayı
Halkın kaynayan ırmağı”
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.