KİTAPLARIN DÜNYASINDA BİR GEZİNTİ
Daver Darende
“Kitapların dünyası zenginliklerle, gizlerle, büyülerle doludur. Çok insan bu dünyanın tadını tattıktan sonra kendini bir tutkunun içinde bulur. Kitap ciltlerinden yeni bir dünya kurar.” Yazar Konur Ertop, Gösteri dergisinin Ağustos 1987 tarihli sayısında yayımlanan denemesine bu sözlerle başlıyor.
Çocukluk yıllarımda Arsen Lüpen, Fantomalar ve Pardayanlar beni büyüleyen kitaplardı. Hele bu kitapların o dönemin ünlü yazarlarından Cemil Cahit Cem tarafından yapılan çevirisi bana daha ilgi çekici gelirdi. Lise yıllarında çılgın bir felsefe okuru oldum. Ardından Türk ve dünya edebiyatının ünlülerinin yapıtlarını elimden bırakmadım. Onlar bugün de bana yol göstericilik yapmaya devam ediyorlar.
“Her kitap beni kabalıktan, düzeysellikten insanlığa, insancıllığa yükselten, daha iyi yaşamı anlamama ve ona karşı derin bir susuzluk duymama neden olan bir merdiven basamağıydı” diyor ünlü Rus Yazar Gorki 1918 yılında yazdığı bir yazıda… Gorki, ardından yazısına şu bölümü eklemiş:
“İnançlarımıza ters düşse bile, içtenlikle, insan sevgisiyle, iyi niyetle yazılmış her kitap değerlidir… Yararsız bilgi yoktur. Yapılan yanlışlardan, alınan yanlış kararlardan bile mutlaka bir şey öğrenilir.”
İstanbul’da 56. İlkokulda okurken Zehra Öğretmenimin kitapla ilgili sözlerini unutamıyorum. “Kitap okumak, bir alışkanlık değil bir yetenek işidir. Önce kitap seçmeyi öğreneceksiniz” demişti. Sonra eklemişti “Kitap okuyan adam her halinden, her sözünden belli olur.”
Victor Hugo’nun “Günce”sini okumaktan büyük zevk duyduğunu söyleyen Değerli Yazar Oktay Akbal, “Dünyaya Asılmak” adlı yapıtında kitaplar konusunda en önemli saptamayı yapıyor:
“Hep kitaplardır ilk gençlik günlerimin yoldaşı… Okumak, hep okumak, dünyayı ve insanları bir de kitaplardan tanımak, öğrenmek…”
Türkiye, okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan bir topluma dönüştü. Halkımızın neredeyse yüzde sekseni televizyon dizileri izliyor. İzlenen programların çoğu eğlence programları. Buna karşın azınlıkta kalan bir kesim (yüzde dört) kitap okuyor. Kitap okumayan bir toplumun uygarlık düzeyine nasıl ulaşacağı sorusunu kendime sorarken yanıt bulamıyorum.
Değerli Yazar İlhan Selçuk kitaba ve yazı devrimine ilişkin (Cumhuriyet, 21 Nisan 2005) şunları yazmıştı:
“Gutenberg’den iki yüz yetmiş yıl sonra matbaayı Osmanlı’ya getiren İbrahim Mütefferika’dan Atatürk’ün yazı devrimine, 1928’den geçen ilk yüz yılda, yirmi dört bin kitap basılması şaşılası bir yoksulluk ya da zavallılık değil mi?”
Günümüzde hemen her gün yığınla kitap yayımlanıyor ama kitap okuyanların sayıları çoğalacağına, azalıyor. Okumayan bir toplum olduğumuzu istatistikler kanıtlıyor.
Ben en çok kitap düşmanlarından ya da kitaba karşı aşırı ilgisiz olanlardan korkuyorum.
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.