“TÜRKİYE RÖNESANS YAŞIYORDU HEMEN DAĞITTILAR!”
Daver Darende
Paris’te Dino’ların evinde paylaşılan saatler unutulmaz anılarla doludur.
Bilge insan Abidin Dino’yu tanıma şansımız ne yazık ki olmadı. Ama Türk edebiyatı üzerine incelemeleriyle ünlenen, Paris’te Doğu Dilleri Enstitüsü’nde uzun yıllar ders veren çevirmen, akademisyen, Nâzım’ın ve Münevver’in yakın dostu Güzin Dino ile sık sık beraber olduk. Onunla yaptığımız uzun söyleşiler belleklerimizde derin izler bıraktı.
Canlı bir tarihti Güzin Dino, onu dinlemek zenginlik demekti bizler için.
Bir söyleşimizde Melih Cevdet Anday’ın bir şiir kitabından söz açmıştı.
“Melih’in kitabını UNESCO hem Türkçe hem Fransızca yayımlayacak. 1946-1949 yıllarına ait şiirlerini bir kitapta topladık. Melih ağır hasta, artık yazı yazamıyor, bari ölümünden önce bir şeyler yapsınlar diye feryat ediyor. Otuz altı bin Frank (yaklaşık altı bin dolar) bulamadığımız için kitap yayımlanamıyor!”
Güzin Dino konuşmasına şöyle devam etti.
“Türkiye, Melih Cevdet ve onun gibilerle Rönesans yaşıyordu. Hemen dağıttılar. Melih Cevdet Anday olmak kolay değildir.”
Günümüze de ışık tutan bu sözlerden sonra Dino, kendisinin de tanık olduğu o acılı yıllara döndü, devrimci Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in görevden alınışını, yerine tutucu kimliğiyle tanınan, bir toprak ağasının oğlu olan Reşat Şemsettin Sirer’in Milli Eğitim’in başına getirilişini anlattı. Ardından da Nurullah Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Orhan Veli ve tabii Melih Cevdet görevlerinden alındılar.
Güzin Dino, geçmişi yeniden yaşıyor gibiydi. Polisin öğrenci derneklerini basıp, her şeyi tuzla buz edip suçlu aradıkları, yazarları, sanatçıları gözaltına aldıkları, kimi zaman tutukladıkları karanlık günleri anlattı;
“Amerika’nın ünlü ‘Missouri’ zırhlısının, Türkiye’yi ziyaret ettiği günlerdi. Türkiye’yi yönetenlerin, Amerika’ya dört elle sarıldığı dönem… Amerika’nın, içimize yavaş yavaş girdiği acılı günler…”
Güzin Dino her konuşmasında Atatürk’ün eğitim ve kültür devrimlerinden söz eder, laiklik olmadan demokrasinin asla gerçekleşmeyeceğine inanırdı. Onun “tarihte böyle büyük bir devrimi ancak Atatürk gibi ulu bir lider yapabilirdi” şeklindeki sözleri hâlâ kulaklarımda…
Cehaletin yaygınlaştığı, şeriatın ayak seslerinin duyulduğu bu duyarlı dönemde Güzin Dino’yu, bu değerli bilgeyi onun çok sevdiği Goethe’nin “Hiçbir şey eyleme geçen cehalet kadar korkunç olamaz” sözleriyle saygı ve özlemle anıyorum.
Not: Güzin Dino’nun olağanüstü gayretiyle Melih Cevdet Anday’ın kitabı UNESCO tarafından yayımlandı. Başımızdan geçen ibret verici olayları “Kız Kulesi’nden Eyfel’e” adlı kitabımda anlattım.
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.