Pdf olarak okumak için lütfen bu bağlantıyla ulaşınız:
Günümüz Küba Ozanlarından-I Antón Arrufat
GÜNÜMÜZ KÜBA OZANLARINDAN-1
Antón Arrufat (¹)
İspanyolca’dan çeviren: A.Cengiz Büker
ELLOS ONLAR
Un día vendrán a buscarme, Bir gün beni almaya gelecekler,
lo aseguro. kuşku yok.
Dos hombres vestidos de hombre İnsan kılığına bürünmüş iki insan
subirán la escalera, que la vecina çıkıverecekler merdivenden, daha dün
ha terminado de limpiar. komşu hanımın temizlediği.
Los espero sentado en mi sillón Koltuğumda oturmuş bekliyorum
de siempre: donde escribo. her zamanki yazı yazdığım koltukta.
Me llamarán, saben mi nombre. Çağıracaklar, adımı biliyorlar çünkü.
Despues seré expulsado Sonra çıkarılmış olacağım
de los cursos derslerimden
y de la Historia. ve Tarih’ten
POST SCRIPTUM DİPNOT
Tocan a la puerta Kapıya vuruyorlar
mientras escribo esta página: tam ben bu sayfayı yazarken:
me levanto y recojo kalkıp alıyorum
un pequeño patíbulo. ufacık bir darağacı tahtasını.
Regreso y sigo escribiendo. Geri gelip sürdürüyorum yazı yazmayı.
CELARE NAVIS CELARE NAVIS (²)
Al fin de la batalla se tendieron Çatışmadan sonra uzandılar
cerca del mar. En lo alto esta- denize yakın. Uzakta yukarıda yıl-
ban las estrellas, un cielo enorme y dızlar vardı, altına kesmiş, iyilikçi
anorado, bondadoso a distancia. koskocaman bir gökyüzü vardı.
Oyeron los dos el mar. Brillaba İkisi denizin sesini duydu. Dalgalar
la ola en la noche. gecenin içinde ışıldıyordu.
En la arena descansaban sus cora- Kumda dinlendiriyorlardı yürek-
zones, relampagueantes pupi- lerini, canavarın kamaş-
las de tıran göz-
quimeras. Arrobados miraron los fulgores. bebeklerini. Esrik esrik baktılar parıltıya.
Por esta vivos, por estar juntos, una marea Canlı oldukları için, birlikte oldukları için,
lenta era en sus şükreden göğüslerinde bir
pechos el deniz tutması
agradecimiento. Con su antigua nostalgia yavaştan yavaştan. Toprağa olan
de la tierra, el mar besaba eski özlemleriyle birlikte, öpüyordu deniz
la costa pausado, sin furor. durulmuş kıyıyı, öfkesiz.
Mirándose a los ojos, contra el fondo lobrego Gözgöze bakışarak, dünyanın kederli
del mundo, se durmieron, derinliğinde uyudular,
y vieron acercarse un barco. Se vieron ve bir geminin yaklaştığını gördüler. Ken-
bajo el blanco velamen. Sin dilerini ak yelkenlerin altında düşlediler.
palabras el viento susurro: Los llevamos al Sözsüz fısıldadı rüzgâr: Korkmayın götürüyoruz sizi
lugar en que podrán amarse. sevişeceğiniz yere.
REALIDAD DE LA PÁGINA SAYFANIN GERÇEĞİ
En una hora, en un minuto, en un segundo Bir saat, bir dakika, bir saniye içinde
-¿realmente, con precisión, en cuánto?-, gerçek mi, kesin mi, ne kadar zaman?-,
pongo las piedras, construyo el estanque, döşerim taşları, yaparım havuzu,
fluye hasta llenarlo de agua, su akar havuz dolana değin,
hago nadar los peces, crecer el musgo balıklar yüzer, yosunlar büyür
verdinegro lo vuelvo, koyu yeşildir renkleri,
lo hago oler -sin tiempo- a podredumbre, çürük çürük kokar -zamansız-
inmovilizo las aguas, öyle durdurup suları,
reflejo una estrella. yansıtırım yıldızları.
Noto la ausencia de los árboles, Ağaçların yokluğunu farkederim,
trazo un espacio en esta línea çizginin üstünde bir boşluk tasarlarım
planto luego un sauce y un ciprés sonra bir söğüt bir selvi
-recuerdo de dos palabras -o iki sözcüğü anımsarım
que en prision eligio Juan Clemente Zenea- Juan Clemente Zenea’nın(³) mapusta seçtiği-
con sus ramas crecidas rozo el agua. büyüyen dallarla tırmalarım suyu.
Inmune al viento atroz del tiempo, Zamanın vahşi rüzgârına bağışık,
me siento en el borde del estanque, kendimi havuzun kıyısnda duyumsarım,
despacio va arareciendo un cisne. ağır ağır geçer enderleşen bir kuğu.
LAS COSAS DE SIEMPRE HERZAMANKİ ŞEYLER
Me gusta oírlo regresar, me gusta hoştur geri dönüşünü duymak, hoştur
ver su modo de entrar, la llave içeri giriş biçimi, anahtarın
sonando en la cerradura, la mirada kilidin içinde çınlaması, bakışlarıyla
que busca y confirma el lugar, su nerede olduğunu araması, merdivende
ahogo en la escalera, imperceptible soluğunun daralması, bir yabancının
casi para un extraño, sus primeros farkına bile varmayacağı, odanın içindeki
pasos en la habitación, idénticos, ilk adımları, tıpatıp aynısı,
la llave en el mármol de la mesa, anahtar küt diye vurur masanın mermerine,
el carné, el pañuelo, las monedas. cüzdanı, mendili, bozuklukları.
Con las monedas paga el viaje, con Paralar yol için, anahtarsa
la llave cierra la última puerta, son kapıyı kapamaya yarar,
el carné, el pañuelo se quedan cüzdanı mendili masada
en la mesa, solos incomprendidos. kalır, yapayalnız anlaşılmaz.
Me gusta oírlo despedirse, regresar. Hoştur vedâ edişini duymak, dönüşünü.
yazan: Antón Arrufat
İspanyolca’dan Türkçe’ye çeviren: A.Cengiz Büker
_________________________________________________________
(¹)Antón Arrufat (1935- ): Kübalı oyun yazarı, romancı, öykücü, şair ve deneme yazarı. 1935 yılında Santiago kentinde doğdu. Virgilio Pinera’nın dostu ve edebiyat vasisiydi. Eserleri: <tiyatro> “Tebas’a Karşı Yedi Kişi” (1968); “Yineleme”, “İncelenen Olgu”, “Kalıcı Toprak” (1987); “Tanrısal Fanny”, “Her Pazar Günü” (1965); <yazılar> “Tiyatro” (1963); <şiir> “Son Dinlence” (1963); “Kapıda Yazılanlar” (1967); “Kumdaki İz” (1986); <anlatılar> “Kapalı Kutu” (roman-1984); “Ne Yapacaksın Benden Sonra” (öyküler-1988). 1968 yılında, UNEAC José Antonio Ramos ödülünü kazandığı “Tebas’a Karşı Yedi Kişi” adlı oyunu üzerinde çıkan gürültüler yüzünden 14 yıl yayın hayatından uzakta sessiz kaldı. Yapıtı 2007 yılında Alberto Sarrain yönetiminde Küba’da açılışını yaptı. “Su Bayramı Gecesi” adlı eseri 2000 yılında Alejo Carpentier Roman Ödülü’nü aldı. Aynı yıl Küba Edebiyat Ödülü ile onurlandı. Havana’da oturmaktadır.
(²) CELARE NAVIS: Gemiyi Gizlemek anlamında Latince bir deyiş.
(³)Juan Clemente Zenea: Küba Romantizminin en büyük ağıt şairi sayılır. 24 Şubat 1832’de Bayamo’da doğdu. 1853’te İspanyollarca yargılandı, ölüm cezasına çarptırıldı, affedildi. 1871’de, kurşuna dizilerek öldürüldü.
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.