ATATÜRK’ÜN KÜLTÜR DEVRİMİ VE PRAETORIUS
Daver Darende
Cumhuriyet bin bir zorlukla kurulurken Atatürk’ün müzik ve tiyatro alanında gerçekleştirdiği atılımlar kültür devriminin temelini oluşturmuştur. Kültür devrimi ile ulusal öğeler Ulu Önder’in uygarlık ve çağdaşlık olarak nitelendirdiği evrensel kültür değerleriyle beslenmiştir.
Cumhuriyet’in ilanından bir yıl sonra, 1924’te, önce Musiki Muallim Mektebi’nin, ardından Ankara Devlet Konservatuarı’nın kurulması Atatürk’ün kültür devriminin önemli atılımlarından biri idi. Türkiye’de yeni bir heyecanın başladığı o yıllarda, 1935’te Berlin Devlet Operası ile sözleşme yapması siyasi baskılarla engellenen, Hitler faşizminden kaçarak Türkiye’ye sığınan dönemin ünlü orkestra şeflerinden Ernst Praetorius, Atatürk’ün isteği üzerine Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını kurma görevini üstlenmişti. Ünlü Alman bestecisi Paul Hindemith’in tavsiyesi ile Ankara’ya gelen, Berlin’deki görevinden ayrıldıktan sonra yaşamını sürdürebilmek için bir süre şoförlük yapan Praetorius’un Türkiye’ye sığınması ülkemiz için büyük kazanç olmuştur.
O yıllarda Atatürk ile Praetorius arasında başlayan yakın dostluk ilişkileri sonucu bu ünlü şef sık sık Çankaya Köşkü’ne davet edilirdi; Atatürk ile Praetorius arasında senfonik müziğin Türkiye’deki geleceği üzerine tartışmalar gecenin geç saatlerine kadar devam ederdi. Atatürk, Türkiye’de çoksesli müzik alanında yeni bir projenin geliştirilmesini amaçlıyordu. Hedef çoksesli müziğin tüm Anadolu’ya yayılması idi. Atatürk’ün ısrarı ve Praetorius’un gayreti ile bu proje aşama aşama uygulanmaya başlandı
İlerleyen yıllarda Ankara Radyosu’nun temellerinin atılmasından sonra 48 kişiden oluşan Radyo Senfoni Orkestrasını kuran Praetorius, Atatürk’ün izinde yürüyerek Şef Hasan Ferid Alnar ile birlikte bu orkestrayı yönetme görevini de üstlendi. Ankara’da Cebeci Konservatuvarı’nda her hafta halka açık düzenlenen klasik müzik konserlerinin Ankara Radyosu tarafından Anadolu’nun en uzak köşelerine kadar yayınlanması uygarlık ve çağdaşlık yolunda yürüyen Türkiye için önemli bir gelişme idi. Bu atılımla çağdaş dünyaya örnek yeni bir Türkiye yaratılıyordu.
Praetorius, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı Avrupa standartlarına ulaştıran kişiydi. Senfonik müzik alanında ülkemize çok şey kazandıran, Atatürk’e ve onun devrimlerine büyük hayranlık duyan Alman şef, 26 Mart 1946’da, karaciğerindeki rahatsızlığı nedeniyle, Ankara’da, Numune Hastanesi’nde yaşama veda ederek, Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. 60 yıllık aradan sonra Araştırmacı – Yazar Teoman Yazgan tarafından mezarı bulunan, ülkemizi çok seven bu büyük müzisyeni genç kuşaklara tanıtmak birincil görevimiz olmalıdır.
Yıllar sonra Münih’te maiyette Başkonsolos olarak görev yaparken Devlet Hastanesi’nde Başhekim olarak görev yapan Praetorius’un oğlunu eşimle birlikte tanımaktan büyük mutluluk duyduk.
Şimdi aramızda olmayan Değerli Yazar – Düşünür Ahmet Taner Kışlalı’nın bir yazısında vurguladığı gibi, Kemalist Devrim Osmanlının horladığı bir kültür bileşimini yeniden gün ışığına çıkarmıştır. Unutulmamalıdır ki insanoğlu ancak sanatla, müzikle ruhunu kirlilikten arındırır. Kültür kirlenmesinin hızla yaygınlaştığı bu zorlu dönemde Kemalist Devrimin değeri umarım günün birinde daha iyi anlaşılır.
telgrafhanesanat
Yorum Kapalı.