Duyduğumda ben de şaşırmıştım. Aydınlar partisi! İnsanın gözü yanılsa Adalet Partisi diye de okuyabilir.
Böyle bir parti kurma önerisini B. Sadık Albayrak yazdı. B. Sadık Albayrak birikimine, kişiliğine saygı duyduğum eleştirmen, yazar. Sözkonusu önerisini de Ataol Behramoğlu’nun, Meral Akşener’in partisiyle ilgili yazısını eleştirirken dillendirdi.
TİP tarihinden örnekler vererek düşüncesini ortaya koyan Albayrak, aydınlar partisi için adlar sayarken Fikret Başkaya’yı da saymış. İşte tam da bu durum böylesi bir partileşmenin olanaksızlığını kanıtlıyor.
Her nedenden önce parti geçmişteki her dönemden çok sınıfsal olmalıdır. Gerçekliği onlarca kez kanıtlanmış ulusal değerlerimize dayanmalıdır.
Gericiliğin, faşizmin bu kadar güçlenmesinde Fikret Başkayaların sorumluluğu bulunmadığını söylemek olanaksızdır.
Başkayaların kesiminde en ufak özeleştiriye bile rastlayamazsınız. Senaryodan ibaret şablonları şudur: Atatürk Devrimi, Cumhuriyet “paradigmadır.” “Paradigma çökmüştür. Neden? Türk Devrimi (onlar, yüceltici bulunduğundan bu nitemleri kullanmazlar) ulus devleti kurarak “kimlik”leri “öteki”leştirmiş, baskılamış, dışlamış. Bu kimlikler nedir diye dönüp bakarsanız; eşitsizlik, tutsaklık, cahillik üreten ağalık düzenini; dinciliğin ortamları olan tarikatları, cemaatleri görürsünüz.
Başkalarını bilmem ama ben bu tür aydınımsılarla yolumu ayırdım.
O kesimden ne yazın adına, sanat adına, ne de ülkenin gönenci adına bir şey bekliyorum.
Dolayısıyla bekleyenlere de şaşıyorum.
TİP’in kapatılmasına bile özverili aydınların Kürt konusunu savunmaları neden olmuştur.
Ya Kürt aydınları ne yapmıştır?
Bilmek isteyenler yanıtını kolaylıkla bulabilirler.
Aydınlar partisi kurulamaz. Kurulsa da yaşayamaz.
Yorum Kapalı.