Günay Güner
Bir Uzun Gece
Erdal Atıcı yeni yapıtı “Bir Uzun Gece” adlı romanıyla özgün bir yazın dili ortaya koydu. Öykülerinde de irdelediği gelenek, kök, zaman, derin yapı kaygısını romanında da ayrıntılı bir dokuyla işledi.
“Bir Uzun Gece”ye egemen başat ve yan izlekler var: Yörüklükten hareketle yürümek, tekdüze yaşama tepki, kurulu düzen ve ahlak anlayışının sorgulanışı, anaerkillik, Elifçe’nin anlatıları…
Köye H adlı biri gelir. Yorgun, bitkin, açtır. Uzun zaman yol yürümüştür, cami duvarının dibine yığılır kalır. Köylü azımsanmayacak bir süre ilgisiz kalır. Nice sonra yaşlı kadın Hatçaca H’ye sahip çıkar; yoksul evinin avlusunda ona kalacak yer verir.
Kendine gelen, gözü ışıyan H, avludaki yaban otları temizler, yakar. Evin her yerini elden geçirir, havalandırır, arıtır. Bir yanıyla da köyün arınmasıdır.
Hatçaca’nın üçü de zihinsel sorunlu çocukları da (ki biri yine dağ, tepe demeyip sürekli yürümektedir,) H’yi benimserler. Giderek Hatçaca’nın kızı Güllü H’ye sevdalanır, sevişirler. Ne ki bir sabah H geldiği gibi çekip gitmiştir. Köyden alıp başını giden ilk kişi değildir. Geçmişte köyün delikanlılarıyla uzun sohbetler eden, onların gönüllerine giren bir “yabancı” daha olmuştur; Agoracıdır adı. H de Agoracı’ya benzer.
Muhtar kurulu düzenin simgesi ve sözcüsüdür ve bu düzeni bozan yaklaşımları köye sokan bu yabancılara yoğun tepkilidir. Tüm gücüyle, giderek hoyratlıkla karşı durmaya çabalar. Oysa oğlu da huzursuz gençlerden biridir.
Bekçi Hasan bilge insandır; muhtarın karısı Elifçe de öyledir… Köylü, Agoracı’nın da H’nin de öldürüldüğünden kuşkuludur. Elifçe’nin sevda üzerine anlatıları, bir genç öldüğünde ortaya çıkan yaşlı kartal izleği romanın çok etkili yan dayanaklarıdır.
Hasan Ali Toptaş’la, Cemil Kavukçu’yla… somutlaşan bir Ege yazınından söz edilecek olursa, Erdal Atıcı bu düzlemde değerli bir roman, “Bir Uzun Gece”yi ekledi.
“Bir Uzun Gece”, Erdal Atıcı, Ürün Yayınları, 2019
Yorum Kapalı.