İSKELENİN UCUNDA
Gelgitlerde yüreğim
Sevgilisini
Varlık nedeni denizini,
Çoktan yitirmiş
Ve çürümüş,
Bir iskelenin ucundayım…
*
Gelmeyecek sevgiliyi mi bekliyoruz
Yoksa beklemeyi mi seviyoruz biz..?
*
Gelgitlerde aklım
Akşam çöker
Ilgıt bir esinti vurur bedenimi
Ve dolunay
Gülümsüyor mu sahi?
Biliyor mu sevgililerimizin yerini..?
Gelgitlerde aklım
Parıldıyan yüzüne bakıyorum
Ama karanlık yüzünü görüyorum…
*
Karanlığı mı seviyoruz
Yoksa şafağı mı bekliyoruz biz..?
*
Ben
Samsatlı Lucianos
Bu iskelenin ucundan
Vira dedim çıktım yola
Geceydi
Dolunay gözlüyordu yolumu
Şafak söktü, kurban edildim
Aydınlığın karanlığına…
*
Ben
Pir Sultan Abdal
Bu iskelenin ucundan
Yürü bre Hızır,
Hükmün ne ki dedim
Döküldüm yola
Şafak söktü, asıldım
Aydınlığın karanlığında…
*
Ben
Bedreddin
Ve Börklüce
Ve Kul Mustafa
Bu iskelenin ucundan
Hepimiz kardeşiz dedim
Uzandım yollara
Şafak söktü, ihanete uğradım
İtildim aydınlığın karanlığına…
*
Ben
Deniz
Ve dahi Sinan
Bu iskelenin ucundan
Atıldım karanlıkla boğuşmaya
Bağımsızlık dedim
Uğraşa girdim
Şafak vakti hüküm sürdüler cansız bedenimde
Hükmettim onları karanlığa
Aklım ve yüreğimin aydınlığıyla.
Deniz denizine kavuşamadı, belki,
Ama dolunay benim yanımda…
*
Beklediğimiz aydınlık sevdiğimiz aydınlık mı?
Yoksa gelmeyecek aydınlığı beklemeyi mi seviyoruz biz?
Hükmün karanlıkta
Ölümün aydınlıkta
Geleceğini bile bile…
*
Ben
Anadolu’yum
Nicedir aydınlığı karanlığa yeğledim
Ölümü bile bile
Yine yeğleyeceğim…
Gültekin Çoygun
İstanbul, Mayıs 2008
Yorum Kapalı.