Günay Güner
Madımak da Yüreğimiz de Hâlâ Yanıyor
Laiklerin, aydınlanmacıların, kamu âleme bir diye bakanların, sevgi insanlarının hedeflendiği bu kaçıncı kıyım, kırım, öldürüm… Bir an bile vicdan sahibi olmayan çabalamayı bir yana bırakın, hâlâ kan dökmeye doymadılar. Bugün laiklerin hiçbir güvenceleri, can güvenlikleri kalmamıştır. Geçmişte de yoktu ya şimdi tümüyle hayaldir. Şans eseri yaşanıyor, dense yeridir.
2 Temmuz 1993’te insanlar Ankara’dan, İstanbul’dan, İzmir’den…Sivas’a, Pir Sultan Abdal Şenliğine katılmaya gittiler. Pir Sultan Abdal Şenliğinde ne yapılır? Türkü söylenir, bağlama çalınır; bilimsel, yazınsal, sanatsal, düşünsel konuşmalar yapılır; tiyatro oyunu sahnelenir… Peki, birileri, bazı kesimler bunlardan neden rahatsız olur, saldırıya geçer. Çünkü gericiler, şeriatçılar, yurt ve halk düşmanlarıdır bunlar. Bilgi, yüktür eli kanlılara. Hiçbir zaman bir baltaya sap olamamışlardır. Kafalarının içinde beyin olduğu bile kuşkuludur. En az 31 Mart (hicri 1325) (13 Nisan 1909) şeriatçı ayaklanmadan bu yana doymadılar. Adına şenlik düzenlenen Pir Sultan’ın, Şeyh Bedreddin’in, sayısız yürekli eylemcinin, önderin asılmasından bu yana doymadılar kana. Doğaları budur. IŞİD’in bu denli kolay yeşermesi rastlantı mı sanırsınız… Katı din dogmalarına milim uyumsuzluk gösterenleri öldürmek istekleri sıradanlaşmıştır. Yılbaşı kutlamasında, eğlence yerindekilerin yaylım ateş altında öldürülmelerini doğal karşılayan, savunan “sıradan”ların, sürülerin toplamında hangi sandık, hangi demokrasi…
Sivas Kıyımında oğullarımız, kızlarımız, ozanlarımız, yazarlarımız madımak Oteli’nde kıstırılıp yakılmışlardır. Gerçek budur, kimse çarpıtmaya, yanıltmaya çalışmasın. Kimse CIA, Mossad… gibi gizli servislerin üzerine yıkarak da sıyrılamaz. İnsanları yakanların adları George da değildi, Netanyahu da Moşe de… Ömer, Bekir, Osman…idi. Oldum olası malzeme canlı tutuldu bu ülkede.
Dönemin Genelkurmayı ise önleme emrini vermemiştir!
Mesut Yılmaz bir operasyona imza attığını ama ne konuda olduğunu anımsamadığını söylemiş; Tansu Çiller (ki CIA ajanlığına ilişkin dava açılmış, örtbas edilmiş biridir) “çok şükür, dışarıdaki halkımıza bir şey olmamıştır” yollu sözler etmiştir.
PKK, enerji hatları üzerinde gücü olduğunu göstermek istemekte, terör eylemleriyle Karadeniz Bölgesine doğru koridor açmaya çalışmaktadır. PKK, Sivas Kıyımının hemen ardından Başbağlar köyünde köylüleri kurşuna dizecektir, 34 kişiyi öldürecektir. Alevilerin de laiklerin de dünyasında öç almak ilkelliğinin yeri olmadığını bilmezler mi? Bilirler bilmesine de teröristlerin dünyasında insanlık ne arasın.
İki “mağdur” “sol”cu, gazeteci ve oyuncu ne yaptı 24 Haziran 2018 seçimlerinde? HDP’den milletvekili oldular! Demek ki şiddet, baskı karşıtlıkları hikâyeymiş. Eminim 2 Temmuzlarda kederlidirler.
Sivas Kıyımının ardından ülke yazarsız, eleştirmensiz, ozansız kaldı. Sanıklar mahkemede sürekli olay çıkardıkları gibi, hiçbir ceza da almadılar. Bu “başarı”nın altında başta AKP’nin, ardındansa liberal (ve hem de sol) geçinenlerin, Kemalizmi, cumhuriyeti, devrimleri, eşit yurttaşlığı “vesayet sayan Kürtçülerin, Dersimcilerin, Seyit Rızacıların, 24 Haziran 2018 çakma seçimlerinde Sivaslı Temel Karamollaoğlu’nun başındaki Saadet Partisiyle en millisinden “ittifak” kuranların ve benzerlerinin imzaları var!
2 Temmuzlarda Madımak Oteline gider, Seyit Rıza için, Alevinin kestiğini yemeyen Şeyh Sait için çiçek bırakırlar. Sivas Kıyımını, zorunlu kalmadıkça ağzına almayanları, aldıklarında ise gizli servislere ve Aziz Nesin’e fatura edenleri, yetmedi fırıldakları seçilecek yerlerden Meclis’e sokarlar. Benim iyi niyetli sosyal demokrat ve de Atatürkçü seçmenim de “Sırası değil, sırası değil” der durur. Ne mi demek istiyoruz: Sahtekârsınız! İkinci cumhuriyetçisiniz. Pişkinsiniz, arsızsınız. İstifa etmemekte direniyorsunuz. İnanmıyorsunuz, acımızı teninizde duymuyor, yanmıyorsunuz!
Öldürülen güllerimiz:
Muhibe Akarsu – (35 yaşında, misafir), Muhlis Akarsu – (45 yaşında, sanatçı), Gülender Akça – (25 yaşında, sanatçı), Metin Altıok – (52 yaşında, şair, yazar), Ahmet Alan – (22 yaşında, sanatçı), Mehmet Atay – (25 yaşında, gazeteci), Sehergül Ateş – (30 yaşında, sanatçı), Behçet Aysan – (44 yaşında, şair), Erdal Ayrancı – (35 yaşında, yönetmen), Asım Bezirci – (66 yaşında araştırmacı, yazar), Belkıs Çakır- (18 yaşında, sanatçı), Serpil Canik –(19 yaşında, sanatçı), Muammer Çiçek – (26 yaşında, oyuncu), Nesimi Çimen – (67 yaşında, şair, sanatçı,), Carina Cuanna – (23 yaşında, Hollandalı öğrenci), Serkan Doğan – (19 yaşında, sanatçı), Hasret Gültekin – (23 yaşında şair, sanatçı), Murat Gündüz – (22 yaşında, sanatçı), Gülsüm Karababa –(22 yaşında, sanatçı), Uğur Kaynar – (37 yaşında, şair), Asaf Koçak – (35 yaşında, karikatürist), Koray Kaya – (12 yaşında, çocuk), Menekşe Kaya – (17 yaşında, sanatçı), Handan Metin – (20 yaşında, sanatçı), Sait Metin –(23 yaşında, sanatçı), Huriye Özkan – (22 yaşında, sanatçı), Yeşim Özkan – (20 yaşında, sanatçı), Ahmet Öztürk – (21 yaşında, otel görevlisi), Ahmet Özyurt – (21 yaşında, sanatçı), Nurcan Şahin – (18 yaşında, sanatçı), Özlem Şahin – (17 yaşında, sanatçı), Asuman Sivri – (16 yaşında, sanatçı), Yasemin Sivri – (19 yaşında, sanatçı), Edibe Sulari – (40 yaşında, sanatçı), İnci Türk – (22 yaşında, sanatçı), Kenan Yılmaz – (21 yaşında, otel görevlisi).
Onların dostları, yakınları yaşadılar mı sanırsınız. O acı sağ kalan dostlarını da her geçen gün tüketti. Kısa süre sonra Aziz Nesin yaşamını yitirdi. Ya Ozan Adnan Azar, o da genç yaşta Sivas acısıyla ayrıldı aramızdan.
Güllerimiz hep kanayacak ve ikiyüzlülerden, kıyımcılardan, gericilerden, faşistlerden hesap soracak.
Er ya da geç…
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.