Yaralandığınız an değil, daha sonra duyarsınız ya acının katmerlisini. Ölüm de öyle.
Önce şaka gibi gelir sevdiğinizin yoklara karışması. Bir gün çıkıp geleceği düşüncesine sarılırsınız. Bu süre, ölenle ilişkinizin yoğunluğuna göre uzun ya da kısa olabilir. Yıllarca sürdüğünü, hiç yok olmadığını söyleyenlerle de karşılaşırsınız. İnanmak gerekir o insanların içtenliğine. Gelen olmuş mudur, hayır. O gelmez, dönülmez yerdedir de siz onun gittiği yere er geç yolcu olacağınızı bilirsiniz. Orada, görüşüp görüşmeyeceğiniz de şüphelidir…
Mehmet Aydın, belleğinizin kolayca silebileceği insanlardan değildir.
O, sıcak sevecen, biraz da abartılı tutumuyla, hayatta en çok sevdiği kişinin siz olduğunuza inandırır, o an da mutsuz, kırgın, özgüveni sarsılmış bile olsanız, güveninizi artıracak bir güç taşırdı gözlerinde.
Çoğu kez yanından mutlu ayrılırdınız.
Yaşadığı sürece okumaktan, yazmaktan bir an olsun geri durduğunu sanmıyorum.
Sayısı yirmiyi geçen şiir kitabı, bir o kadar inceleme ve araştırma kitabı, hakkında yazılmış kitaplar ve ödülleriyle çok özel bir yazın adamıdır Mehmet Aydın.
Okudukları, yazdıkları; kendini sırça köşklere kapatmasına, gurur-kibir adamı olmasına değil insanlara daha çok yaklaşmasına, sevgi çoğaltmasına ve kucaklaşmasına neden olmuştur.
Dostlarıyla karşılaşınca; Ahmet, Mehmet, Arzu, Sultan, Sevgi, Umut vb. değil, yanın bir de im ekleyerek ünler, Ahmediimm, Mehmediimm, Arzuumm, Umuduumm, Sevgiimm diye kucak açarak, sıkıca sarılarak karşılardı. İleri yaşın karşın birçoğuna erinip katılamadığımız kitap tanıtma, söyleş, imza etkinliklerinde onu sıkça görebilirdiniz. Gereksinim duyan arkadaşlarına, tanıdıklarına destek vermekten kaçınmaz, bunu büyük bir coşkuyla yapardı.
İnsana olduğu gibi doğaya tutkunluğu da şiirine sinmiştir Aydın’ın.
Şöyle sesleniyor imgesinde yarattığı yalnız ağaca:
YALNIZ AĞAÇ
Toprağın yüreği atar
Devinir tohum
Gezinir yamaçlarda yeşillik
Titrer ışık
Bulutlar kucaklaşır
Sert kayalarla
Serilmiş bir halıdır yaşam
Uzatmış herkese ellerini bahar
Yürüyor doğada
Yanar kır çiçekleri
Yutar parıltılı yolları
Uzayıp giden abralar
Ekinler tırmanır tarlaları
Çırpıntılı yankılar
Yayılır ufuklara
Kuşlar tanıtır kendini ormanlara
Tek başın bir ağaç ağlar tepelerde.
Ardında bıraktığı sevgi alanını hüzünle hissediyorum yüreğimde ve özlemle anıyorum öğretmenim, dostum ağabeyim Mehmet Aydın’ı. Işıklar içinde yatsın.
Celal İlhan
telgrafhanesanat
Yorum Kapalı.