MÜMTAZ HOCA’NIN ANISINA…
Daver Darende
Yaşamını Cumhuriyetimize ve onun değerlerine adayan, ülkemizin ulusal çıkarlarını yılmadan savunan onur, erdem, kişilik ve bir yurtseverlik anıtı olan hocaların hocası Prof. Mümtaz Soysal’ı yitirmenin derin hüznü var yüreğimde…
Türkiye’nin ufkunun karartıldığı bu zorlu günlerde onu özlüyor, o’nun özgür sesini duyar gibi oluyorum.
Demokrasiden ve hukuktan yana ödünsüz tavrı ile ulusal onurumuzu hiçe sayanlara karşı amansız bir mücadele veren Mümtaz Hoca yüreklerimizde derin izler bıraktı.
Laiklik ilkesi yok edilirse dinsel bağnazlığın kısa sürede mezhep çatışmalarına yol açabileceğine inanıyordu. Atatürk devrimlerini günümüzün kurt kapanlarıyla dolu çıkar dünyasında kimi zaman yaşamını da tehlikeye atarak yılmadan savundu.
Mümtaz Hoca’yı en iyi tanıyanlardan biri olan, yakın dostu Uğur Mumcu, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir yazısında 9 Mayıs 1974 günü Paris’te UNESCO’da düzenlenen bir töreni anlatır. “İnsan Hakları Ödülleri o günlerde UNESCO tarafından Mümtaz Soysal’a verilmişti. Bu tören Türkiye için bulunmaz bir fırsattı. Mümtaz Soysal’ın böyle önemli bir ödüle layık görülmesi Türkiye için gurur vericiydi. O günlerde televizyonlarımız bir dakikalık haberle bu önemli olayı geçiştirdiler! Üniversitelerimizde bu ödülle ilgili bir toplantı bile düzenlenmedi!”
Prof.Mümtaz Soysal “Kuvayı Milliye Ruhu”nun aramızda soluk alan inançlı temsilcisiydi.
Yaşamını Türk ulusunun mutluluğuna, gönencine adayan, bizlere aydın olmanın sorumluluğunu öğreten Mümtaz Hocanın “Ben bir Kuvayı Milliye askeriyim ve Kurtuluş Savaşı bana göre hâlâ devam ediyor” sözleri aklımdan çıkmıyor.
Prof. Mümtaz Soysal sevenlerinin omuzlarında sonsuzluğa uğurlandı. Onu çok arayacağız, bıraktığı boşluğu kimse dolduramayacak. Düşüncelerini yaşatmak, yeni kuşaklara tanıtmak hepimizin görevi olmalıdır.
Hocaların hocasını artan bir özlem ve saygıyla anıyorum.
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.