OPERA VE BALE PERDELERİNİ KAPATIYOR MU?
Daver Darende
18 Mayıs 2017 tarihli Hürriyet gazetesinde “Opera ve Balede Bütçe Alarmı” başlıklı yazıyı okuyunca “Eyvah, yoksa opera ve balenin perdeleri kapanıyor mu?” sorusunu sormadan edemedim.
Yazıda Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün ekonomik kriz içinde olduğu, krizin festival programlarına da yansıyacağı, örneğin Uluslararası Opera Festivali’nde Puccini’nin “La Bohem” ve Verdi’nin “Aida” operalarının program dışı kalabileceği belirtiliyordu. Bu haberi okuyunca geçmiş yıllarda bir Kültür Bakanı’nın sözleri aklıma geldi “Evrensel kültür yoktur, opera toplumumuza mal olmamıştır, yağlı güreş ise toplumumuzun kültürüdür” demişti Sayın Bakan!
Elimde 1945 tarihli “Opera Kılavuzu” başlıklı bir kitap var. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayını olan bu kitabı Emine Abaoğlu “Opera At Home” adlı yapıttan Türkçeye çevirmiş. Kitabın önsözünde genç cumhuriyetin devrimci Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in şu sözleri yer alıyor:
“Hümanizma ruhunu anlama ve duymada ilk aşama, insan varlığının en somut anlatımı olan sanat yapıtlarının benimsenmesidir.”
Türk operası Cumhuriyetle birlikte büyük atılımlar yaptı, dünya çapında yıldızlar yetiştirdi. “La diva Turca” olarak ünlenen Leyla Gencer Türkiye’nin gururu oldu. Leyla Gencer’i birçok opera sanatçımızın başarıları izledi. Bunların arasında Suna Korad ve Ferhan Onat kültür ve sanat elçilerimiz olarak dünyanın birçok ülkesinde Türkiye’yi başarıyla temsil ettiler.
Günümüzde dünyaca ünlü Grammy ödüllü sanatçımız, tenor Bülent Bezdüz’ün İsveç’in Göteborg Operası’nda Verdi’nin “La Traviata” operasındaki Alfredo rolüyle büyük başarısı hepimizi gururlandırdı.
1945 tarihli “Opera Kılavuzu”nun resimli sayfalarını incelerken geçmiş yıllara döndüm. Mozart’ın “Figaro’nun Düğünü”nde soprano Ayhan Aydan, bariton Orhan Günek (ilerleyen yıllarda İtalya’da ünlendi) Smetana’nın “Satılmış Nişanlısı”nda tenor Aydın Gün ve dönemin ünlü baritonu Nurullah Taşkıran, yine “Satılmış Nişanlı”da Vedat Gürten ve Saadet İkesus, Tosca’da Semiha Berksoy ve Nurullah Taşkıran, Madame Butterfly da Mesude Çağlayan ve daha birçoğu bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti.
Kültür kirlenmesinin doruk noktasına ulaştığı bu günlerde Cumhuriyetimizin kurucusu,, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarları kopmuş demektir” sözleri unutulmamalıdır.
telgrafhanesanat.org
Yorum Kapalı.