Günay Güner
Salgın Günlerinde Sanat-Yazın Birliktelikleri
Hiçbir zaman şabloncu olmadım; giderek böylesi tutumlardan nefret ederim. Ne ki şu salgın belasının neresine baksam anamalcı kokuşmuşluğun derin izlerini görüyorum. Nasıl görülmesin ki… Anamalcı azmış endüstri bacalarını atmosfere dike dike soluk alacak oksijen bırakmadı. Dünya’nın dış uzakla korumak üzerine oluşmuş alışverişini kesti. Karbon salınımı küresel ısınmaya yol açtı. Buzullar çözülüyor. Anlaşmalara bile daha düne değin imza atmayan ABD basta olmak üzere her işi insanlığa düşmanlık yayılmacılar, covit 19 salgını konusunda da her rezilliği yapmış olabilirler. İlk günlerdeki atışmaları bir anda kesildi, sürmedi dikkat edilirse. Gerçekler bir gün gün yüzüne çıkar ya kim hesap sorar?..
Bu koşullar içinde sanat, yazın etkinlikleri bilgi işlem alanına yoğunlaştı. Bunun zorunluluk olduğu açık. Hiç olmamasından iyidir. İyi yanları da var kötü yanları da. Artık kimse uygun zamanda değildi, yol çok sürecekti, işten çıkamadım, trafik vardı… gerekçelerine sığınamıyor. Gönlü olmayan şimdi de katılmıyor ya, o da ayrı. Oysa dünyanın öbür ucunda olsanız, bilim sizi ulaştırıyor. Etkinlikleri düzenleyenler tam zamanında başlatabilirler, gecikme sorunu daha önlenebilir. Etkinlik süreleri de daha etkin kullanılabilir. Bilişim sizi süreye uymaya zorluyor. Gerçek ilginin ortaya çıkmasına olanak sağlayacak koşullarda, bilseme (merak) duyanların sayısı önemli olacak.
İlköğretimden yüksekokullara, eğitim koşullarındaki değişim, kaç ailede bilgisunar (internet) olanağı bulunduğunu da acı şekilde ortaya çıkardı. Meğer azımsanmayacak sayıda aile bu olanaktan yoksun. Bugüne kadar sorgulamaksızın “herkes internet başında, telefon başında” eleştirisini yöneltenlerin durup yeniden düşünmesi gerekiyor.
Salgın koşulları çok ağır. İnsanın insanla yüz yüze iletişimini olanaksızlaştırıyor ki bunun yerini hiçbir ortam tutmaz. Hele de konu sanat, yazın olunca bu daha da geçerli bir kaygıdır. Bilgisunar olanakları bulunmayan insanların, gençlerin durumu bir gerçek. Yanı sıra bu olanağa sahip olanların ise daha fazla yalnızlaşacakları da bir başka gerçek.
Gençler demişken, dersleri, eğitim izlenceleri bilişim ortamına taşınan gençler bir araya gelemediklerinden, özelikle Türkçe alanındaki yeteneklerinin gerilememesi için yazın, sanat bilişim etkinliklerine katılmalı, dinlemelilerdir. Salt Türkçe-dil kaygısıyla da değil, yazarlarla, yapıtlarla, izleklerle ilgili birçok bilgi edineceklerdir sözkonusu internet etkinliklerinde. Bu fırsatları kaçırmasınlar.
Esenlik dolu günlere ulaşmak dileğiyle.
Yorum Kapalı.