UNUTULAN CAHİDE SONKU
DAVER DARENDE
Türk sinemasının ilk kadın yıldızını, Cahide Sonku’yu unutmak olası mı? Onu ilk kez gençlik yıllarımda “Senede Bir Gün” ve “Yayla Kartalı” filmlerinde gördüğümü anımsarım.
Cahide Sonku kendine özgü oyunculuğu, etkili sesi, düzgün ve akıcı İstanbul Türkçesiyle tiyatromuzun da büyük oyuncularından biriydi.
Halkevleri temsil kollarında başlayan ilk tiyatro denemesinden sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun önde gelen sanatçıları arasında yer alması Cahide Sonku’nun ününe ün kattı. Dostoyevski’den uyarlanan “Budala”da Nastasya Filipponova’da, Shakespeare’in “Otello”sunda Desdemona’da ve “Hamlet”te “Ophelia” rollerinde büyük başarılar kazanmasından sonra asıl çıkışı sinema alanında oldu; “Aysel, Bataklı Damın Kızı” filmi ona büyük şöhret kazandırdı. İsveçli yazar Selma Lagerlöff’ün bir İsveç köyünde meydana gelen olayları anlatan yapıtından uyarlanan film dönemin eleştirmenleri tarafından beğeni ile karşılandı. Prof. Dr. Alim Şerif Onaran’ın bu filmle ilgili ilgi çekici sözleri şöyledir:
“Aslında filmi bu derece sevdiren, Cahide’nin temsil ettiği Aysel tipidir. Cahide son derece fotojenik bir tipe sahip olduğu için, filmde çok iyi fotoğraf vermiştir. Aynı zamanda iyi ve rolünü bulmuş bir oyuncu olarak, başarı sağlamıştı” (Erman Şener’in yazısı, Milliyet Sanat Dergisi, 1 Nisan 1981, Alim Şerif Onaran, “Muhsin Ertuğrul Sineması”, doçentlik tezi, sayfa 148).
Cahide Sonku 1950’de Sonku filmini kurdu. Bu şirket adına Talat Artemel ve Sami Ayanoğlu ile birlikte “Vatan ve Namık Kemal” (1951) filmini yönetti, oyuncu olarak da önemli bir rol üstlendi.
1954 yılında Ayanoğlu ve Orhon M. Arıburnu ile birlikte çektiği “Beklenen Şarkı” büyük bir başarı kazandı. Bu filmden sonra bir yangın sonucu servetini yitirdi, kendini alkole verdi.
1961 yılında Dormen Tiyatrosu’nda çalıştı. 1962-1963 yılları arasında ünlü sinema ve tiyatro oyuncumuz Cahit Irgat’la birlikte “Cahitler Tiyatrosu”nda Turgut Özakman’ın “Ocak” adlı oyununda rol aldı. Onu ilk kez 1963 yılında bu önemli rolde izlediğim için mutluluk duyuyorum.
1972 yılında Şehir Tiyatroları’nın acımasızca aldığı bir kararla Cahide Sonku’nun görevine son verildi. Sonku, yıllarca emek verdiği Şehir Tiyatroları tarafından alkol alması, adliye koridorlarına düşmüş olması nedeniyle suçlanıyordu. O yıllarda bu haberi okuduğumda içimin sızladığını, üzüntü duyduğumu anımsarım.
Yazar-Eleştirmen Giovanni Scognamillo Cahide Sonku’nun sanatını şu sözlerle tanımlar: “Sonku’nun bırakın Türk tiyatrosundaki yerini (ki o da kuşkusuz; Muhsin Ertuğrul’a özgü bir tiyatrodur) sinemadaki yeri de tartışılmaz. Bir dönemin, bir tarihin, bir sinema anlayışının temsilcisidir” (Milliyet Sanat dergisi, 1 Nisan 1981).
Romancı Selim İleri, “Ölüm ve Elmas” başlıklı yazısında (Milliyet Sanat dergisi, 1 Nisan 1981) Cahide Sonku’nun çocukluğu boyunca kendisi için bir efsane olduğunu vurgular.
1916’da Yemen’de doğan, genç sayılabilecek yaşta, 18 Mart 1981’de İstanbul’da acı ve yoksulluk içinde yaşama veda eden Cahide Sonku’yu 1970’li yılların sonlarında, İstanbul’da, Tepebaşı’ndaki Bristol Oteli’nin yakınında bir dar sokakta sendeleyerek yürüyüşünü üzüntüyle anımsarım. Karanlık sokakta yitip giderken o Türk sinemasının ve tiyatrosunun önemli oyuncusu Cahide Sonku gönlümde bir yıldız olarak kaldı.
telgrafhanesanat
Yorum Kapalı.