Günay Güner
Usta Ozan – Düşünür Ceyhun Atuf Kansu’yu Özlemle, Saygıyla Anıyoruz
Ceyhun Atuf Kansu adı Anadolu’yla, Türkiye’yle, ulus sevgisiyle özdeşleşmiştir; Kansu, Türkçe ve Türkiye sevdalısı büyük ozanımızdır, düşünürümüzdür.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Devrimi eleştirel, usçu bir ulus; bağımsız bir ülke; anayasal, yurttaş temelli bir devlet kurarken, yüzyılların ardından Türk insanına hak ettiği saygın yaşamı kazandırırken; insanlığın bu büyük devrimini ayrıntılarıyla açıklamak, anlatmak, yöntemleştirmek, üstün güzelduyusal düzlemde şiirleştirmek sorumluluğunu üstlenen öncüler, aydınlar arasında Ceyhun Atuf Kansu ön sıralardadır.
Kansu Ailesinin diğer öncüleri Türk Devriminin eğitim, okullaşma, bilim, üniversite dayanaklarını evrensel boyutta yaratırlarken, Ceyhun Atuf Kansu da Türkçemize ve ekinimize, şiir ve düşün alanında özgün ve yetkin yapıtlar kazandırır.
Şiir yapıtları ile düşün yapıtları nasıl ki birbirini tamamlayan bir tutarlılık içindeyse; Ceyhun Atuf Kansu’nun yaşamını belirleyen kararları da ülküsüyle, yapıtlarıyla üstün bir tutarlılık gösterir. Bu gerçeklik ne değin vurgulansa yerindedir.
Çocuk Hekimi Ceyhun Atuf Kansu, kendi isteğiyle Turhal’a göçer ve Turhal şeker Fabrikasında çocuk hekimliği yapar; çalışmasını fabrika, işçi çocuklarıyla sınırlı tutmaz, çevresine olağanüstü çabasıyla yararlı olur.
Aynı dönemde Yazar talip Apaydın da Turhal’da öğretmendir. İki dost sıklıkla görüşürler, uzun uzun söyleşirler.
Ceyhun Atuf Kansu’nun yapıtlarındaki güzelduyusal ve düşünsel öz, günümüzde de günceldir: Tam bağımsızlık, uluslaşmak, özgür yurttaş, halkın gönenci, sağlığı, ekini ülküsü günümüzde özellikle de geri götürüldüğü için yakıcı biçimde günceldir. Kansu’nun öngörüleri, uygarlık ölçütü özlemleri bugün de aydınımıza yol gösteriyor, ışık tutuyor.
“Siz ne gördünüz” diye seslenerek, haklı olarak yerdiği sözde aydınlar günümüzde de Atatürk ve devrim karşıtlıklarıyla, gerçekleri karartmakla, halkın düşününü kirletmekle görevliler. Günümüzde denizler çocuk gömütüne dönüşmüşse, sayrıevlerinde sağlık hizmeti alınamıyorsa, okullar bağnazlık örnekleriyle dolup taşıyorsa…Ceyhun Atuf Kansu’nun çözümlediği ulus devletin ilkelerinden, Türk Devriminin değerlerinden alabildiğine, bile isteye uzaklaşıldığındandır.
Kansu’nun inceyazın ve düşün yapıtları aynı zamanda Türkçenin doruklarında yapıtlardır. Sözkonusu yapıtları görkemli bir Türkçe ortamını soluyarak okursunuz. Anadili-düşünce ilişkisinin kanıtı gibidir Kansu’nun yazın dili.
Ceyhun Atuf Kansu’nun diriliğini, güncelliğini koruyan yapıtlarından, örneğin “Söylevi Okurken”den, tüm şiir yapıtlarından ulusumuz çok şey öğrenir. Anadilinin güzelliğini, varsıllığını yaşar. Çağımızın büyük devriminin düşünsel temellerini kavrar. Özgür düşünmenin önemini anlar.
Onun yapıtlarının yeniden basımları yapılmalı, bugüne değin yayımlanma olanağı bulunamamış yapıtları ise yayımlanmalı, gün ışığına çıkarılmalıdır.
16 Mart 1978’de, İstanbul Beyazıt Meydanı’nda üniversite öğrencilerine bombalı kıyım yapılır; gençler öldürülür. Ceyhun Atuf Kansu 17 Mart 1978’de geçirdiği yürek bunalımını atlatamaz; ulusunun yüreğine, gönlüne, Hak’ka yürür.
Yitirişimizin yıldönümünde Usta Ozan Ceyhun Atuf Kansu’yu saygıyla, özlemle anıyoruz.
telgrafhanesanat
Yorum Kapalı.